|
| ~ $iirLéR ~ | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:40 pm | |
| YaLnıZLık
Kendisi çatlamadan Toprağı çatlatamaz tohum Asmışım sinirini mutsuzluğun Ayrımsayamıyorum bile öyle mutsuzum Acısını artık duyamıyorum Ki kendim öyle bir acı olmuşum Nasıl görmezse göz kendini Kendimi arıyor bulamıyorum. | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:40 pm | |
| Yalnızlık Şiiri karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım bu gece dağ başları kadar yalnızım çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından dudaklarımda eski bir mektep türküsü karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim gözlerim gözlerini arıyor durmadan nerdesin? Attilâ İlhan | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:40 pm | |
| ÖLÜME EĞİLMEK
Uyumaya değil Rüyalarıma gidiyorum Orada yaşayacağım isteğimce Uyanıkken hiç yaşayamadığım Hepsi de gençti güzeldi Sevdim sevildim diye aldanarak Son gördüğüm onlar olacak Bunca yıldır sevgiye dayanamadığım Ölüme değil Sonsuzluğa gidiyorum Orda dinleneceğim gönlümce Yaşarken hiç mi hiç dinlenemediğim Kalemim yine elimde Kağıtlarım da önümde Son uykusunda düşecek başım Sağlığımda hiç eğmediğim. | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:41 pm | |
| Gül, Sonbahar, Sonra
Bir alev-gül baygın dudaklarında Düş düş... Yalnızlık ormanları kuytu Bütün masallar büyümüş...
Oltalarda mercan balıklar Yalnızlık denizleri, derin... Düşünüyorum, kuytu odalarda Bir güle uzanıyor ellerin...
Bir damla yaş gibi sıcacık Bakışlarında eylül bahçeleri... Bir gül gibi topluyorum usulca Uykusuz geceleri...
Bir gül yaprağısın uzakta Hayal gibi yok musun, var mısın? Yalnızım, dertliyim, çaresizim Duyar mısın? | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:41 pm | |
| Hayatın Uçurumlarıdır Yalnızlıklar
Gül yaprağı düşer kimi kez dal uykularının yüzüne gün ışığı kuş cıvıltıları sarar bütün dünyayı ve bir sevinç dolar yüreğine apansız uzanıp bütün pencereleri aşmak merhaba demek ister güneşe - merhaba yaşamak - merhaba dünya - merhaba ey sevda
ne ki ömürsüzdür gül sevinci parçalanmış bir gökyüzüdür yaşamak donup kalır dudaklarında bir hüzün ve çiy tanelerine döner türküler türküler hüzne dönmüşse eğer geriye ne kalmıştır zaten
paramparçadır yaşamak paramparçadır dünya paramparçadır sevdalar
II
Paramparça da olsa sevdalar yine de kalmış olabilir küçücük bir mavilik gökyüzüne bir sevda kırıntısı avuç içi kadar bir umut
Yuvalarından düşmüş kuş yavrularını alıp ısıtmak ister yüreğinin yangınında ve yeniden boyamak kalımlı bir maviye gökyüzünü sonra usulca azat etmek kuş cıvıltılarını
ne zaman ki sıkar acının zembereğini usul usul sıkar bir kuyudan su çeker gibi sabırla Bir yanda köpüklü çağlayanlar gibi öfke bir yanda boğuntunun yılan ıslıkları ekler birbirine bin bir parçayı ve yaratır kendi elleriyle gökyüzünü - günaydın - günaydın - günaydın
Gün aydın olmaz yine de
Gün karadır karanlıktır Gün yorgun bir dev gibi boylu boyunca uzanır içinin sokaklarına ne pencereden bir ışık sızar ne çocuk sesleri duyulur her şey biter bekleyişlerden başka ve sanki bir adım ötede evde kalmış kızlar için idam mangaları kurulur Çığlıklarsa bir çiğ yuvarlanışıdır kulaklarının karanlık uçurumlarında uçurumlardır sevda uçurumlardır umut uçurumlardır yaşamak
Ahmet Telli | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:41 pm | |
| Yalnızsan Eğer
hayatın devraldığı sessiz bir özsudur acı birikir yüreğinin kıvrımlarında ve ağar gözlerine ağır ağır bulutlar yere inmiştir artık ya da gurbettesindir unutma
bir hayalet gibi kapındadır yalnızlık denen şey ufkun kararabilir birden için çölleşebilir kaçışın bile bir adımdır ya da dönüşündür kendine unutma
Her sayfası kederle kararan bir hüzün defterine döner günler ve her sabah "merhaba hüzün" "merhaba yalnızlık" diyerek başlarsın hayata ama hayat bağışlamayacaktır seni unutma
Üstelik günlüğü yoktur hüznün hiç bir zaman da tutulmayacaktır serüvenlerin yorgun yeniği elleri titreyen yaşlı bir kadındır hüzün ya da hasta bir tanıdıktır ancak hepsi o kadar unutma | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:42 pm | |
| Ne zaman yazsam; hüzün, acı ortalıkta gezinirken, satır aralarına gizledim; umudu, mutluluğu? Sanki suçluydum, sanki hakkım yoktu; gözlerinin içine bakamadım mutluluğun? Rüya gördüm muhakkak; ne zaman uyansam, silinmişlerdi hafızamdan; belki kötüydüler, belki duymak istemediklerimi fısıldadılar. Nerede bir saat çalsa, elimden kayıp gittiğini düşündüm zamanın ve düşürdüğün, kaybettiğin her değerli şey gibi, geri dönüşü yoktu. Büyük acılarım da, büyük sevinçlerim de kısa süreliydi hep; ama, belki kaldıramayacağını düşündü yüreğim; sadece, kederi serpiştirdi ömrümün dilimlerine ve mutluluk, uzun süre barınamadı içinde? Sevmeyi öğrendiklerim vazgeçmeyi öğretmediler belki; ne zaman ölsem, yeniden dirildim yıldızlardan ve ne zaman birini yitirsem, bir tanesi kaydı gökyüzümden? Gözlerimle okumadım, kulaklarımla dinlemedim, yüreğim onaylamadan inanamadım hiçbir şeye, sevemedim. Aklım karıştığında, hale yola koymak kolaydı; araştırıp, öğrenerek... Ne zaman yolumu kaybetsem, yüreğimdi şaşıran... Şanslı olduğumu düşündüm hep; mükemmel bir anne, baba, kardeşler, her telden çalan onca dost varken... Bazen her şeyi alaya almakta buldum çareyi, ünlüydü kahkahalarım, başladı mı durmak bilmedi. Çok az kişi tanık oldu gözyaşıma ve elbette, gece ve yağmur... Çocukluğumdan beri terk etmedi muzipliğim, gülümsemem hala yüzümdedir. Hüznüm gözlerimi sevdi en çok, bir de yazılarımı... Bu kitapta; sevdiğim insanlar, sevdiğim şehirler, hayatım ve kimin olduğunu bilmediğim hayatlar var. Bu dünyadaki kısa yolculuğumun bir bölümü; ruhumu zincirlerinden kurtaran yağmur, ormana türkü söyleten rüzgar, gözlerimi alamadığım dağlar, ezelden beri dost olduğum toprak; yalnızlığım, korkularım, hasretlerim var.
Nazan Danacıoğlu
| |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:42 pm | |
| GeL DeSem GeL,Git DeSem Gitme..!
… 3 tane nokta . 3 Nokta aslında anlatamadıklarım, ifade edemediklerim ve söylemeye korktuklarımdır! Hep güzel başlayan harf dizilerinin kötü bir son ile bitişini engellemektir 3 nokta. Seninle yaşadığım rüya gibi güzel anları hep en güzel yerinde kesmektir 3 nokta. Durup dururken gözümün önüne gelip bana sarılışını hatırlamak ve bu sarılışı asla ayrılıkla bitirmemek içindir noktalarım. Asla sana tek nokta koyamadım, çünkü biliyorum hissediyorum bu 3 nokta yerine çok güzel şeyler yazacağım günler gelecek. Sarılışını çığlık atan gözlerinle bitireceğim günler seni senden isteyeceğim günler gelecek. Şimdi git sevdiğim ben yokluğunu bu 3 nokta ile dolduracağım… Git diyorum ya git ama gel! Geçenlerde çok ufak bir yazı geçti televizyonun o koca boşluğundan… Şairin bir tanesi demiş ki; “Gel Dersem Gel, Git dersem GİTME!” benim kızgınlığım git diyişimde o hesap… Çok garibim biliyorum inan ben bile anlamıyorum bazen kendimi… Yanımda olmadığında seni öyle çok özlüyorum öylesine üşüyor ki ruhum isyan edip o an yanına gelesim sana sımsıkı sarılıp ayrılık kelimesini o an yok edesim geliyor, içimde ki tüm hücreler Sen diye haykırırken yanıma geldiğinde sanki hiçbir şey olmamış ve seni hiç özlememişçesine davranıyorum. Oysa! O bakışın o gülüşün… evet yine noktalarım imdadıma yetişti… Anlatamam çünkü… Ah! Bir bilsen ne kadar üzülüyorum bu duruma. Neden yoksun be meleğim? Hadi gel artık inan kızmıyıcam o anlamsız gülüşlerine… Hadi gel meleğim artık aynı anda başlamak istiyorum her söze… Hadi meleğim çık artık yine bi köşeden yine göz göze gelelim… Yüzümdeki bu yorgun tebessümleri canlandır artık… Yüreğim yorgun inan seni özlemekten! Noktalarla olacak iş değil bu yaşamalıyım! Bu lanet noktalar yerine Sen’i koymalıyım… | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:42 pm | |
| Sen Bu Şiiri Okurken..! Sen bu şiiri okurken;Ben çoktan bu şehirden gitmiş olacağımArtık ne özlemlerimi duyacaksın bıçak yarasıNe de telefonların çalacak gece yarısıVe bu zavallı yüreğim olmayacak artıkKaprislerinin hedef tahtası...Seni sanaBeni bir akıl hastanesineBırakıp gideceğim bu şehirdenNasılsa kavuşamadım sanaNasılsa dudaklarının kıyısına varamadımNedense bütün çıkmaz sokaklar adresim olduVe nedense bütün kırmızı ışıkları üzerime yaktınNe yaptımsaBir türlü sana yaranamadımArtık adressizIşıksızVe öylesine ıssızımDünlerin kadar eskiyimVerdiğin acılar kadar paslıyımİşte çıkıp gidiyorum hayatındanNasılsa fark etmez senin içinBelki çok şanslıBelki de en yaşlıyım...ArtıkPusulam hasretiSaatim yalnızlığıVe takvimler sensizliği gösteriyor banaNeylersinYolcu yolunda gerekBelki bundan sonraBelki senden sonraAdam olur bu “asi yürek”Ve dersini alır da bu sevdadanBir dahaBoyundan büyük denizlereAsılmaz kürekYarın bu saatlerdeBen yollarda olacağımSen kimbilir kaçıncı uykundaMasal mavisi bir rüyadaVe elbette o korsan yüreğinYine pusudaOysaİlk defa sesimi duymayacaksınSitemlerin sahipsizSoruların cevapsız kalacakBelki ilk defa içini kemirecek yokluğumTanımadığın bir korku içini saracakVe ilk defa kendinle hesaplaşacaksınNe oldu?Ne oluyor?Ne olacak?SonraBir gözün körBir kulağın sağırBir ayağın kırıkBir kolun kesikDüşeceksin yollaraYani baştan başa yarımYani baştan başa eksikBütün duvarlar üstüne yıkılacakBelki ilk defa“Unutuldum” diyerek için sızlayacakVe sen bu şiiri okurkenAyrılığımız çoktan başlamış olacakBelki de son tesellinSana yazdığım “bu son şiir” olacakVe kimbilirUnutulmuş bir gecenin tam ortasındaBaşucundaki bir radyodaUykusuz bir şair yüreğini çınlatacakVe bir daha fısıldayacak kulaklarınaSana adanmış bu satırları“Bütün şehirler uyurİstanbul uyumazVe birgünBütün sevenler unutur seniAma bu “şair yürek”ASLA UNUTMAZ...”AHMET SELÇUK İLKAN | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:42 pm | |
| Hersey Sende Gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat! İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin...
Can YüceL | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:43 pm | |
| Biz barışmayız artık
Kapı ağzı boş bavul yığınlarıyız Sarı fotoğraflar yolculuğundayız şimdi Ayrılıklara acemi aşıklarmışız Ne barıştan anlarız Ne mütareke biliriz şimdi
Daha çok sevmek isterdik belki Daha çok tanımak Bu yabancı iki sevgiliyi Biz seninle susmayı başaramadık Yalancıyız Biz barışmayız artık
Ağlarım, ağlar açılır denizlere Her şeyi bıraktım gidiyorum bende Yağmurun derman değil kurak gönlüme Biz bu şehirde karşılaşmayız bile
Kırık parça olmuş hatırın bende Sustuğun sözler kanar içimde Ne güven kalmış, ne sevda bizde Biz bu şehirde bir daha Karşılaşmayız bile
Ağlarım, ağlar açılır denizlere Her mevsim biraz daha ayrıldık Acemi aşıklarmışız, çabuk dağıldık Yazık sevdiğim Biz barışmayız artık Acemi aşıklarmışız, ne çok kırıldık Ne çok üzüldük, ne çok darıldık Yazık sevdiğim Biz barışmayız artık
Hiç bitmeyecek gibi gelmişti önce Her şeye tüketmek için başlamışız oysa Bu sevda için doğru isimler değilmişiz meğer Ne çok yandık böyle, ne çok yanıldık Yeteneksiziz sevdiğim Biz barışmayız artık Aynı yatağın iki uzak ucunda uyuduk Her gece biraz daha ayrıldık
Daha çok sevmek isterdik belki birbirimizi Daha çok tanımak Bu iki yabancı sevgiliyi Sevmek biraz da bağışlamakmış Biz seninle susmayı başaramadık Dokunuşsuz sevişler gömdük yastıklara Hiç konuşmadan kaçak yaşadık odalarda Aynı çatı altında iki yabancı İki dilsiz aynı yatağın iki ucunda.. | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:43 pm | |
| Adı Mehmet... Kara kıtanın kara gözlü, zayıf yüzlü çocuğu. Göz kapaklarında güneş ve çapakları çöl sarısı. Çaresizliğin girdabında. Kelebek renkli yüzünün yorgun yarısı.
Adı Mehmet... Bir halkın hikayesi yani. Yeni günün solduğu beldeye, asırlar öncesinin bir yolculuk efsanesi. Bir halkın ismi yani. Kaderden ötesi olmayan.
Adı Mehmet... Kimseden medet ummayan. Aç karınlı, hasta yüzlü ama tok gözlü. Öylece duran ve sabreden. Uzaktan gelen yolcuları ağırladığı günkü gibi. Necaşi gibi, Habeşi gibi. Doğru, dürüst, iyi, insan yani...
Adı Mehmet... Bir umudun ismi. Çöle yağmur yağdığı günün. Karnının doyduğu günün. Öldüğü günün. Ve üstünde çiçekler açabilen bir mezara gömüldüğü günün ismi yani.
Adı Mehmet... Kimse tanımaz, kimse bilmez. Kara gözleri gülmez. Dünyanın gözü kör olmuş sanki. Kimse onları görmez.
Adı Mehmet... Kim duyar ki; Dudağında bir feryat! ! Savaşmak dudurken yani, Mehmet'i kim dinler ki? Açlığı kim dinler ki? Adı mehmet... Hastalığın gözlerindeki buğusu. Açlığın kokusu. Ve ölümün korkusu. Bir kum fırtınası uğultusu. Ağlayan bir bebek sesi. Ve zayıf dizlerin yağmursuz çöllerdeki izi. Söyle dünya insanların kaç kişi? Kaçı sağır, kaçı kör, kaçı arsız, kaçı erkek, kaçı dişi? Açlıktan ölmek kaldımı be şimdi? Söyle dünya insanlık kimin işi? .....
Uğur Arslan | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:44 pm | |
| Benimle Yeniden Tanış
Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer Benimle yeniden tanış Bıraktığın gibi olmayabilir bir çok şey Yaşım, aklım, başım yufka yüreğim Belki de biraz daha zalim, belki de medeni halim Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer benimle Yeniden tanış Ama kimse anlamasın bu tanışıklığın evvelini Gözün bile ısırmasın beni bir yerden Çıkarmadım değilde tanıştığımıza memnun oldum cevabını Almak istersen Sarılarak değil ancak el sıkışarak karşılayabilirim seni Ve önce sen uzat elini Çünkü öğrendim artık Önce bayanların elini uzatması gerektiğini Ve daha nicesini Çünkü öğrendim artık daha nicesini Bir gün bir yerde terkrar karşılaşırsak eger Benimle tanış Ve gün bir yerde terkrar karşılaşırsak eğer Benimle yeniden barış Hani darılmıştın ya ayrılırken sorumsuzluğuma Çocukluğuma, dağınık olmama Ve kot pantolonuma yırtık Biryerde karşılaşırsak eğer benimle barış O çocuk büyüdü artık Benimle tanış, benimle barış Bitsin bu anlamsız inat, bitsin bu yarış Ben onuruma tutsak, sen bağışlayan yanlarına inat Neye ve neden kızdığını dahi hatırlayamazken artık Beni de unutursan eger aldırmam inan Çünkü özgür bıraktım artık Tüm bağışlayamadığın yanlarımı Kimseye verilecek hesabı olmayan taraflarım Şehrin arka sokaklarında kaybolup gitti Ve şu zamana kadar yaptıklarım hep Çocukca bir oyundan ibaretti Ben unuttum artık o adamı Kimbilir nerde şimdi Günahlarım veresiye ama Güzel yanlarım peşin Hani darılmıştın ya ayrılırken sorumsuzluğuma Çocukluğuma, dağınık olmama Ve kot pantolonuma .yırtık Biryerde karşılaşırsak eğer Benimle barış O çocuk büyüdü artık
Uğur Arslan | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:44 pm | |
| | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:45 pm | |
| söyleşir evvelce biz bu tenhalarda ziyade gülüşürdük pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının ne meseller söylerdi mercan köz nargileler zamanlar değişti ayrılık girdi araya hicrana düştük bugün
ah nerde gençliğimiz sahilde savruluşları başıboş dalgaların yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller elde var hüzün
o şehrâyin fakat çıkar mı akıldan çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması sırılsıklam âşık incesaz kadehlerin mehtaba kaldırılması adeta düğün hayat zamanda iz bırakmaz bir boşluğa düşersin bir boşluktan birikip yeniden sıçramak için elde var hüzün
Attilâ İlhan | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:45 pm | |
| bir gün olurda geri dönersen kapım ardına kadar açık ama gönül kapım nasıl bende bilmiyorum aslında hala seviyorum inim inim inliyorum ama serde gurur var diyemiyorum bana bi çift sözün vardı gitmeden önce... gel dersem gel git dersem gitme demiştin anımsarmısın ben hep geldim ya sen... sen hep gittin benim için sen orada bittin padisah kızı olsanda sultanda olsan alemicihan olsan bitti.... bir gün olurda karşılasırsak sakın beni tanıma yüreğim titrer içim cız eder belki dayanamam sarılırım sana elimde olmadan üç günlük dünyada ömrümüz dolmadan saat onikiyi vurmadan gir yüreğime sormadan adresim sendin kimlğim sendin herşeyimdin bir gün olurda geri dönersen..... dön madem.. | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:45 pm | |
| Çok eski bir dosttan sormussun beni Hasret türkülenmıs bakıslarında Güllerın rengı tutusurmu hala demıssın O sokakta ama renkler solgun Gönul iklimimiz gibi. gönlümden nakıslar düsürmedım derken yüregine Hasretimi avuçlarının içine alıp beni sormussun BİTANEM. Anlatayım sıkılmazsan Bir çiçek büyütüyorum görsen Yemyesıl taptaze tıpkı senın gibi günde on defa uslatıyorum belki Solmasın diye gözyaslarımla Merak edıyorsun demek ben buyum işte sen gittin gideli | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:46 pm | |
| “Kendine iyi bak” bir "veda" değil "elveda" cümlesidir çoğu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasını gizler içinde... "Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra ben yanında olmayacağım. Olamayacağım. İstesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmanı istiyorum. Olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum.“ “Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra kendinden başkası olmayacak yanında sana bakacak. Ben olmayacağım. Kendine iyi bak ve beni düşünme. Çünkü ben de seni düşünmeyeceğim artık. Arama sakın beni, yazma, çünkü ben yazmayacağım. Sil beni yüreğinden, çünkü ben sileceğim. Fakat, yaşanılan, paylaşılan güzel şeyler hatırına sana yürekten mutluluklar diliyorum. Ve ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum.” "Kendine iyi bak. Aramızda geçen herşeye rağmen benden sonra iyi olduğunu bilmeyi tercih ederim. Aslında bilmem çok önemli değil, iyi olduğunu varsayacağım ben. Seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum ben, seni kendinle başbaşa, yapayalnız bırakıyorum ben. Biliyorum kendini bırakacaksın benden sonra, o yüzden iyi bak diyorum. Aslına bakarsan, çok da fazla umursamıyorum." "Kendine iyi bak" derler ve giderler. Tutkuyla sevenler, bazen birden fazla söylerler bunu. Çünkü onları ayırmak, eti tırnaktan ayırmak gibidir. Kolay kolay kopamaz onlar, süreç çok acı vericidir, yürek parçalıyıcıdır. Her seferinde azalan umutlarla geri döner ve yine “Kendine İyi Bak” gözleriyle ayrılırlar. Ta ki umut da, sevgi de tükeninceye kadar…Ta ki son elveda mezar sessizliğine bürününceye kadar… Tutkunun ötesinde sevenler, bir kez “Kendine İyi Bak “ derler ve giderler. Onlar eti tırnaktan ayırmak yerine ölümü yeğlerler. Onlar bu acıyı bir kezden fazla kaldıramayacaklarını bilirler. "Kendine iyi bak" derler ve giderler. Bu sözlerin içinde ihanet yok, hiç bir zaman olamaz derler ve giderler. En büyük ihanet değil midir aslında seni seveni, ihtiyacı olanı yüzüstü bırakıp gitmek. "Kendine iyi bak" derler ve giderler. Seni suskunluğa mahkum edip giderler. Seni parçalara ayırıp, en büyük parçayı yanlarına alıp giderler. Seni senden alıp giderler. Daha kötüsü suçlayamazsın onları tüm bunlar için. Kendine iyi bak deyip gidenin geçerli bir nedeni vardır elbet. Suçlatmaz kendini. Savaşmadıkları için kızarsın ama suçlayamazsın. Savaşmışlarsa, yenildikleri için kızarsın ama suçlayamazsın. Yenildiğin için kızarsın ama suçlayamazsın… Ayrılığın kaçınılmazlığına inandırır seni, "kendine iyi bak" derler ve giderler. Elinden umutlarını, düşlerini, sevgilerini alıp giderler. Bir tek anıları bırakırlar geride, bir de hatırladıkça gözyaşlarına boğulasın diye unutulmayan nağmeler. Arkalarına bakmadan çekip giderler eğer yalnız kalmışsan, çünkü insafsızlıklarını görmek istemezler. Herşey o saniye orada bitsin, kapansın bu sayfa isterler. "Bitti" diyemedikleri için, "kendine iyi bak" derler. "Kırıldım ve affedemiyorum" diyemedikleri için "kendine iyi bak" derler. "Seni istemiyorum artık, hayatımdan çıkaracağım ama bil ki hiç unutmayacağım" diyemedikleri için kendine iyi bak derler. "Biliyorum çok kanayacaksın ama daha iyisini yapamıyorum" diyemedikleri için "kendine iyi bak" derler. Vicdanlarını rahatlatmak için kendine iyi bak derler, çünkü o kan uzun süre akacaktır ve o yara asla kapanmayacaktır, bilirler. "Kendine iyi bak" bir noktadır çoğu zaman. Kendine iyi bak deme bana, sadece kötülükler noktalansın isterim ben. Oysa sen iyisin… Sen gözümdeki ışık, dudağımdaki tebessüm, sen içimdeki sevinçssin. Sen hayatıma renk katan, sen yüreğimdeki çarpıntı, sen hayatımdaki neşesin. Sen yolumu aydınlatan, sen dert ortağım, sen gönül yoldaşım, sen bir tanesin. "Kendine iyi bak" deme bana. Nokta koyma. Keşke böyle yaşanmasaydı bazı şeyler, keşke affedebilsen beni, keşke ben de affedebilsem… Keşke döndürebilsek zamanı geriye. Keşke bugünkü aklımızla yaşasak herşeyi baştan. Nafile... Ama yine de, gitmesen olmaz mı? Bitmesek olmaz mı? Sen eksikken, ben nasıl tam olurum? Senden kalan boşluğu kimlerle doldururum? Savaşsak, aramıza giren şeytanla olmaz mı? Hani büyük aşklar her türlü engeli aşardı, hani gerçek dostluklar her sınavı geçerdi, hani sevgi eninde sonunda kazanırdı? Hani hayatta hiç kirlenmeyecek değerler vardı? Hani en büyük zaferler, en kanlı savaşların ardından kazanılırdı? Bunların hepsi yalan mı? Sahiden..., gitmesen olmaz mı? Bitmesek olmaz mı?………. Peki o zaman... Senin istediğin gibi olsun... Öyleyse...Sen de "Kendine İyi Bak." | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:46 pm | |
| GÖZLERİN KAL DİYOR
Bu nasıl ayrılık, bu nasıl veda Gözlerin kal diyor dudakların git Bakışın anahtar, gözlerin kilit Ellerin aç diyor, dudakların git.
Ayrılık; dönüşü olmayan nehir Yalnızlık, yıkılmış bomboş bir şehir Kaç sevda kül oldu böyle kim bilir Gözyaşın kal diyor, dudakların git.
Gidersem, bir daha dönmeyeceğim Kalırsam, kalbime yenileceğim Çözemedim seni delireceğim Gözlerin kal diyor, dudakların git.
Duvardan insin mi resimlerimiz, Yabancı olsun mu isimlerimiz? Ya o, deli dolu gecelerimiz Anılar kal diyor, dudakların git.
Bu roman da biter belki birazdan Ne aşklar yıkıldı gururdan, nazdan Ağlıyor besteler yine hicâzdan Şarkılar kal diyor, dudaklar git... | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:46 pm | |
| BİR DOST ARADIMBir dost aradım, Fırtınalı bir günde Sığınacak liman arayan tekne misali, Başımı omuzlarına dayayıp Sabahlara kadar ağlayabileceğim,Yüreği güneş kadar sıcak, Bir dost aradım,Ağlarken güldüren, İçten ,gönülden bana yoldaşlık eden, Karanlık bir sokakta korkuyu hissettiğimde, Elimden tutup beni korkuyla yüzleştiren Bir dost aradım,Bir günlük değil,Dostluğu bir ömür boyu süren, Öyle bir dost ki İçimdeki sevgiyi büyüten, Yalansız, çıkarsız, sevdimi tam seven, Benimle ağlayan, benimle gülen, Yüreğimde hiç ölmeyen Bir dost aradım ..... | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:46 pm | |
| Duyduğun her yerde beni hatırla Bu benim şiirim bu benim şarkım Dinle ki kanatsın o taş kalbini Bu benim şiirim bu benim şarkım
Yabancı kollarda gezip durdukça Başını yastığa koyup daldıkça Bir daha çalıver beni andıkça Bu benim şiirirm bu benim şarkım
Bırak da süzülsün yaşlar gözünden Acı bir pişmanlık dursun yüzünde Sana bir sitem var her bir sözünde Bu benim şiirim bu benim şarkım
Aşkımdan armağan her bir satır sana Maziyi yeniden yaşatır sana Nasıl sevdiğimi anlatır sana Bu benim şiirim bu benim şarkım.
Ahmet Selcuk İLKAN | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:46 pm | |
| ÖZLEYİŞ
Bir gün, Yorgun dönersem karanlıktan Yumuşak bir ışık tut gözlerime, Tut ki, Damla damla kanayım aydınlığa.
Bir gün, Alev alev dayanırsam kapına Ilık bir göl gibi sar beni. Sar ki, Yavaş yavaş söneyim sularında.
Bir gün, Ellerim kana bulanmış gelirsem Uzat bana lekesiz kollarını. Uzat ki, Günah günah eriyeyim koynunda.
Bir gün, Kaybolduğunu anlarsan karanlıkta Yalnız benim beklediğimi söyle geceye. Söyle ki, Bulut bulut ineyim gözlerine.
Bir gün, Hasretinden öldüğümü duyarsan, Sağanak yap gözyaşlarını ağla. Ağla ki, Gözyaşlarında hayat bulayım, Tekrar sana doneyim. | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:47 pm | |
| ŞAİRLER AĞLAMAZ
Farzet ki bu aşkı yaşamadık seninle Farzet ki hiç bir geceyi paylaşmadık ikimiz Farzet ki saçlarını bile hiç okşamadım
Hadi git, gözlerime baka baka git Hadi git, hayatımdan çıka çıka git Hadi git, yüreğimi yaka yaka git Şairler ağlamaz gülüm, şairler ağlamaz
Farzet ki unutulmuş bir şairim köşe başında Farzet ki hiç bir şiirimi sana yazmadım Farzet ki hiç bir şarkımda adını bile anmadım
Hadi git, sevdiğimi bile bile git Hadi git, bir kalemde sile sile git Hadi git, hiç üzülme güle güle git Şairler ağlamaz gülüm, şairler ağlamaz
Farzet ki bir kum tanesiyim sahilde Farzet ki bir çakıl taşıyım yol kenarında Farzet ki boş bir kibrit kutusuyum ellerinde
Hadi git, üzerime basa basa git Hadi git, umutları asa asa git Hadi git, hiç konuşma susa susa git Şairler ağlamaz gülüm, şairler ağlamaz
Fazet ki yokum artık Farzet ki öldüm Farzet ki isimsiz bir mezarım dağ başında
Hadi git, saçlarında bir tel bırakmadan git Hadi git, avucumda bir el bırakmadan git Hadi git, baş ucumda bir gül bırakmadan git Şairler ağlamaz gülüm, şairler ağlamaz
Ahmet Selcuk İLKAN | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:47 pm | |
| Her nereye baksam sana benziyor Öldürür bu şehir beni öldürür Çıldırmak iş değil deli ediyor Öldürür bu şehir beni öldürür!
Çekil de git diyor içimden bir his Dört yanım karanlık dört yanım is Seni mi saklıyor bu duman bu sis Öldürür bu şehir beni öldürür!
Nereye sarılsam taş gibi ağır Bu şehrin yüreği kulağı sağır Ya beni kurşunla ya beni çağır Öldürür bu şehir beni öldürür!
Senden bir eser mi bu çatık kaşlar Bu gülmeyen yüzler bu mağrur başlar Bir insan bir ömrü böyle mi yaşar Öldürür bu şehir beni öldürür!
Sen gittin kurudu bütün çeşmeler Işıklar kesildi karardı her yer Sanki yas tutuyor benle beraber Öldürür bu şehir beni öldürür!..
Ahmet Selcuk İLKAN | |
| | | Cambaz Prens
Mesaj Sayısı : 110 Nerden : diyarbakır Kayıt tarihi : 04/09/08
| Konu: Geri: ~ $iirLéR ~ Paz Eyl. 14, 2008 8:47 pm | |
| Her nereye baksam sana benziyor Öldürür bu şehir beni öldürür Çıldırmak iş değil deli ediyor Öldürür bu şehir beni öldürür!
Çekil de git diyor içimden bir his Dört yanım karanlık dört yanım is Seni mi saklıyor bu duman bu sis Öldürür bu şehir beni öldürür!
Nereye sarılsam taş gibi ağır Bu şehrin yüreği kulağı sağır Ya beni kurşunla ya beni çağır Öldürür bu şehir beni öldürür!
Senden bir eser mi bu çatık kaşlar Bu gülmeyen yüzler bu mağrur başlar Bir insan bir ömrü böyle mi yaşar Öldürür bu şehir beni öldürür!
Sen gittin kurudu bütün çeşmeler Işıklar kesildi karardı her yer Sanki yas tutuyor benle beraber Öldürür bu şehir beni öldürür!..
Ahmet Selcuk İLKAN | |
| | | | ~ $iirLéR ~ | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |